ZEYTİNYAĞI

Geçmişten Günümüze Tarım Mirası

ZEYTİN

  1. Giriş: Zeytinin Önemi

   Zeytin, insanlık tarihi kadar eski bir kültür bitkisidir. Anadolu, Mezopotamya ve Akdeniz’in ortak mirası olan bu ağaç, binlerce yıldır hem besin hem de simge olarak hayatımızdadır. İlk evcilleştirme izlerine MÖ 6000’lerde Anadolu ve Levant bölgesinde rastlanır. Antik çağda zeytin; barışın, bilgeliğin ve yeniden doğuşun simgesi sayılmış, zeytinyağı ise aydınlatmadan tıbba, güzellikten dini törenlere kadar çok geniş bir kullanım alanı bulmuştur.

   Zeytin ağacı, zorlu iklim koşullarına karşı son derece dirençlidir. Kuraklığa dayanıklı yapısıyla Akdeniz ikliminde binlerce yıl ayakta kalabilmiştir. Bazı ağaçların 1.000 yıldan uzun süredir meyve vermeye devam etmesi, onun doğaya uyum gücünü gösterir. Aynı zamanda bu dayanıklılık, yerel halklar için ekonomik ve kültürel bir istikrar kaynağı olmuştur.

2. Zeytinin Tarihteki Yeri: Antik Dünyadan Modern Zamanlara

   Zeytinin kültüre alınışı, Neolitik Dönem’e (yaklaşık MÖ 6000) kadar uzanır. Bugünkü Türkiye, Suriye ve Filistin topraklarında yabanî zeytin ağaçları insan eliyle çoğaltılmaya başlanmıştır. Arkeolojik kazılarda, özellikle Anadolu’nun güneyi, Girit adası, Levant kıyıları gibi bölgelerde zeytin çekirdekleri ve yağa dair işleme kalıntıları bulunmuştur. Bu da zeytinin sadece tüketilen bir besin değil, işlenen ve ticareti yapılan bir ürün olduğunu gösterir.

    • Antik Yunan’da zeytin, tanrıça Athena’nın kutsal ağacı sayılır. Efsaneye göre Athena, Atina halkına bir zeytin ağacı armağan eder ve böylece şehrin adı onunla özdeşleşir.
    • Olimpiyat oyunlarında kazananlara zeytin dalından taç takılırdı; barışın ve zaferin simgesiydi.
    • Antik Roma ise zeytini bir tarım ürünü olarak sistemleştirip imparatorluk geneline yaydı. Zeytinyağı, sadece mutfakta değil, halk hamamlarında, tıpta ve aydınlatmada da kullanıldı.

Zeytin, o dönemde sadece yerel tüketim için değil, Akdeniz ticaretinin en değerli ürünlerinden biri haline gelmişti. Büyük amphora’larla taşınan zeytinyağı, Doğu’dan Batı’ya yayılan ekonomik ağların kalbinde yer alıyordu.

Amphora (Türkçede bazen amfora diye de yazılır), antik çağda sıvı ve tahıl gibi ürünlerin saklanması ve taşınması için kullanılan büyük seramik kap demektir.

    • Osmanlı İmparatorluğu döneminde zeytin, Anadolu ve Balkanlar’da önemli bir geçim kaynağıydı. Zeytinliklerin korunması için vakıflar kuruldu, üreticilere özel vergilendirme kolaylıkları sağlandı. Ayvalık, Edremit, Gemlik gibi bölgeler bu dönemde öne çıktı.
    • Cumhuriyet döneminde ise zeytincilik daha organize hale geldi. Tarım Bakanlığı’nın teşvikleri, kooperatiflerin kurulması ve teknoloji yatırımları ile birlikte özellikle Ege ve Akdeniz’de büyük zeytinlik alanları oluşturuldu.
    • Günümüzde Türkiye, dünya zeytin ve zeytinyağı üretiminde önde gelen ülkelerden biridir. Antik çağlardan beri değerini koruyan bu ağaç, hem tarihsel hem de ekonomik anlamda yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olmaya devam ediyor.

3. Zeytinin Çeşitleri ve Özellikleri

Sofralık Zeytinler 

Sofralık zeytin, doğrudan tüketime uygun olan türlerdir. Çekirdeği kolay ayrılan, eti dolgun, aroması zengin olmalıdır. Genellikle elle toplanır ve salamura, kırma, çizik, sele gibi yöntemlerle işlenir.

      • Gemlik (Marmara): Türkiye’nin en bilinen siyah sofralık zeytini. Eti yumuşak, yağı bol, çekirdeği küçüktür. Hem sele hem salamura tipiyle ünlüdür.
      • Domat (Ege): İri ve sert yapısı sayesinde daha çok yeşil zeytin olarak kullanılır. Kırma veya dolgulu zeytin yapımında tercih edilir.
      • Memecik (Ege ve Akdeniz): Hem yağlık hem sofralık olarak kullanılır. Büyük meyveli ve aromatik bir türdür.
      • Edincik Su, Uslu, Çelebi: Sofralık kalitesi yüksek, bölgesel çeşitlerdir.

Yağlık Zeytinler

Yağ oranı yüksek olan bu türler zeytinyağı üretiminde kullanılır. Genellikle makineyle veya silkme yöntemiyle hasat edilir.

      • Ayvalık (Edremit): Türkiye’nin en yaygın yağlık zeytinidir. Asiditesi düşük, meyvemsi aroması belirgindir.
      • Memecik: %25–30’a kadar yağ verebilir. Yoğun aromalı, dayanıklı yağlar üretir.
      • Nizip Yağlık, Eşek Zeytini, Sarikiz: Bölgesel ama yüksek yağ oranına sahip türlerdir.

3.1. Rengine ve Olgunluk Derecesine Göre Zeytinler

      • Yeşil Zeytin: Henüz olgunlaşmamış meyvelerdir. Daha yoğun ve acımsı aromaya sahiptir. Genellikle kırma ya da çizik zeytin olarak hazırlanır. Antioksidan oranı yüksektir.
      • Siyah Zeytin: Dalında olgunlaşmış zeytinlerdir. Doğal fermente edilir veya kimyasal yöntemlerle karartılır. Tatları yumuşak ve yağ oranı yüksektir.

3.2. Bazı Özel ve Yerel Çeşitler

Türkiye, 90’dan fazla zeytin çeşidine sahip bir ülkedir. İşte az bilinen ama karakteristik bazı türler:

      • Halhalı (Hatay): Küçük taneli ama çok lezzetli, özellikle kırma yeşil zeytinde tercih edilir.
      • Eşek Zeytini (Muğla): Devasa büyüklüğüyle bilinir. Hem sofralık hem yağlık olarak kullanılır.
      • Savrani, Kilis Yağlık, Erkence: Bölgesel aromalarıyla öne çıkan, zeytinyağında yüksek kalite sağlayan türlerdir.

4. Tarımsal Özellikler ve Yetiştirme Koşulları

Zeytin ağacı, hem doğaya uyum kabiliyeti hem de uzun ömrü ile tarım dünyasının en dirençli bitkilerinden biridir. Ancak kaliteli ve verimli ürün alabilmek için doğru iklim, toprak yapısı ve tarımsal uygulamaların bir araya gelmesi gerekir.

İklim:

Zeytin ağacı tipik bir Akdeniz iklimi bitkisidir.

      • Sıcak ve kurak yazlar,
      • Ilıman ve yağışlı kışlar,
      • Don olaylarının azlığı, onun için idealdir.

Uzun süreli donlar zeytin ağaçlarına zarar verebilir, özellikle genç fidelerde ciddi kayıplara yol açabilir. Bununla birlikte, zeytin ağacı 40°C’yi bulan yaz sıcaklıklarına dayanabilir.

 Toprak:

Zeytin çok seçici bir bitki değildir, kireçli, taşlı, hatta kuru yamaç topraklarında bile yetişebilir. Ancak yüksek verim isteniyorsa:

      • Derin,
      • İyi drene olmuş,
      • Organik madde açısından zengin topraklar tercih edilmelidir.
      • Toprak pH’ı ideal olarak 6–8 arasında olmalıdır.

 

4.1. Zeytin Dikimi ve Çoğaltma Yöntemleri

Zeytin, hem fidan dikimiyle hem de çelikleme (dal çoğaltma) ile üretilebilir.

      • Genellikle 2–3 yaşındaki tüplü fidanlar tercih edilir.
      • Dikim aralıkları, ağacın çeşidine ve toprak yapısına göre 5×6 metre gibi düzenli aralıklarla yapılır.
      • Dikimden sonra birkaç yıl boyunca gelişim dönemi yaşanır; verimli meyve alınması için genellikle 4–6 yıl beklenir.

Modern uygulamalarda, damla sulama sistemleri, toprak analizine dayalı gübreleme ve budama programları ile daha kaliteli ve sürdürülebilir üretim yapılmaktadır.

 

4.2. Bakım, Budama ve Hasat

Budama

Zeytin budaması hem verimi artırmak hem de ağacın hava almasını sağlamak için çok önemlidir.

      • Şekil budaması: Genç ağaçların form kazanması için yapılır.
      • Ürün budaması: Verimli yaşlarda olan ağaçların fazla sürgünleri alınır.
      • Gençleştirme budaması: Yaşlı ağaçların ömrünü uzatmak ve meyve kalitesini artırmak için yapılır.

Sulama

Zeytin kuraklığa dayanıklı bir bitkidir, ancak özellikle:

      • Çiçeklenme (ilkbahar),
      • Meyve oluşumu (yaz),
      • Yağlanma dönemi (sonbahar başı) gibi hassas dönemlerde düzenli sulama yapılması, verim ve yağ kalitesini ciddi biçimde artırır.

Hasat

Hasat zamanı, çeşide ve kullanım amacına göre değişir:

      • Yeşil sofralık zeytinler daha erken,
      • Siyah sofralık ve yağlık zeytinler daha geç toplanır.
        Hasat yöntemleri elle toplama, sırıkla silkme veya mekanik sarsıcılarla yapılabilir. Zeytin hasadında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, meyvenin zarar görmeden toplanmasıdır, çünkü ezilen zeytin ya da erken düşen meyve, yağ kalitesini olumsuz etkiler.

5. Dünya, Türkiye ve Akdeniz’de Zeytincilik

Zeytin, sadece bir tarım ürünü değil; aynı zamanda geniş coğrafyaları kapsayan bir ekonomik ve kültürel sistemin merkezindedir. Akdeniz havzasında milyonlarca aile geçimini zeytinden sağlarken, Türkiye bu sistem içinde hem üretim gücü hem de tarihî mirasıyla öne çıkan ülkelerden biridir.

Dünya Genelinde Zeytin Ekonomisi

Zeytin üretimi dünyada yaklaşık 10 milyon hektarlık alanda yapılır ve bu üretimin %95’ten fazlası Akdeniz iklim kuşağında gerçekleşir. En büyük üretici ülkeler:

      • İspanya: Dünyanın açık ara en büyük üreticisi. Özellikle Endülüs bölgesi dev zeytinliklerle kaplıdır.

      • İtalya ve Yunanistan: Kaliteli sofralık ve zeytinyağında lider ülkeler.

      • Tunus, Fas ve Cezayir: Son yıllarda ciddi yatırımlarla üretimlerini artıran Kuzey Afrika ülkeleri.

      • Türkiye: Hem sofralık hem yağlık zeytin üretiminde dünya çapında 5. sırada yer alır.

Zeytin ve zeytinyağı ihracatı, bu ülkeler için hem ekonomik gelir hem de diplomatik unsur hâline gelmiştir. Özellikle organik, coğrafi işaretli ve butik üretimler son yıllarda dünya pazarında öne çıkmaktadır.

Türkiye’de Zeytincilik Ekonomisi

Temel Veriler:

      • Türkiye’de yaklaşık 180 milyon zeytin ağacı bulunur (2024 verilerine göre).
      • Her yıl ortalama 1,2–1,5 milyon ton zeytin üretilir.
      • Üretimin yaklaşık %65’i yağlık, %35’i sofralık olarak değerlendirilir.
      • Türkiye, zeytinyağı ihracatında ilk 5 ülke arasında yer alır.

Başlıca Üretim Bölgeleri:

      • Ege Bölgesi: Ayvalık, Edremit, Aydın ve Muğla çevresi; yağlık üretimde öncüdür.
      • Marmara Bölgesi: Gemlik başta olmak üzere sofralık siyah zeytin üretiminde uzmandır.
      • Akdeniz Bölgesi: Antalya, Mersin ve Hatay sofralık ve yağlık üretimi birlikte yürütür.
      • Güneydoğu Anadolu: Gaziantep, Kilis, Mardin bölgelerinde yağ oranı yüksek türler yetişir.

İstihdam ve Kırsal Kalkınma:

Zeytincilik; tarla işçisinden nakliyeciye, fabrikadan ambalajcıya kadar doğrudan ya da dolaylı olarak yüz binlerce kişiye istihdam sağlar. Özellikle kırsal bölgelerde geçim kaynaklarının çeşitlendirilmesinde stratejik rol oynar.

Zeytinyağı üretiminin yıllara göre değişkenlik göstermesinin sebebi, zeytin ağaçlarının “periyodisite” (bir yıl yüksek, bir yıl düşük verim verme) özelliğidir. Bu nedenle ülkeler, stok yönetimini ve ihracat stratejilerini bu dalgalanmalara göre planlar.

6. Antalya’da Zeytin Üretimi

   Antalya, sadece turizmle değil, zengin tarım potansiyeliyle de öne çıkan bir şehirdir. Narenciyeden seracılığa, örtü altı üretimden muz ve avokadoya kadar geniş ürün çeşitliliğine sahip olan bu bölge, son yıllarda zeytin tarımı açısından da dikkat çeken bir gelişim içindedir. Yüzyıllardır var olan yerel zeytinlikler, artık daha organize ve bilinçli şekilde değerlendirilmektedir.

6.1. Antalya’nın Zeytincilik Potansiyeli

Antalya’nın zeytin tarımına uygun olmasının en büyük sebepleri:

      • Ilıman Akdeniz iklimi (ılıman kış, sıcak yaz, düşük don riski),
      • Verimli kır ve yamaç toprakları,
      • Yüksek güneşlenme süresi ve
      • Rakım çeşitliliği sayesinde çok sayıda zeytin çeşidinin yetişmesine uygun olmasıdır.

Şehrin batısında Kaş, Finike, Kumluca gibi ilçelerde yüzyıllık ağaçlar yer alırken; doğuda Gazipaşa gibi yeni gelişen alanlarda modern zeytinlik yatırımları görülmektedir.

6.2. Antalya’da Yetiştirilen Zeytin Türleri

Antalya’da hem yerel hem de yaygın türler yetiştirilmektedir:

      • Memecik: En çok yetiştirilen türdür. Hem sofralık hem yağlık olarak değerlendirilir.
      • Uslu, Ayvalık, Gemlik: Dışarıdan getirilip adapte edilen ticari türlerdir.
      • Yerli dağ zeytinleri: Aroması güçlü, doğal yollarla büyüyen ağaçlardan elde edilen küçük ama yağ oranı yüksek meyveler verir.

Zeytinlerin önemli bir bölümü yağlık olarak değerlendirilir. Son yıllarda Antalya’da soğuk sıkım zeytinyağı üretimi yaygınlaşmaktadır.

7. Antbirlik’in Zeytin ve Zeytinyağı Faaliyetleri

Antbirlik, Antalya Aksu’daki modern tesisinde faaliyet gösteren bir Zeytinyağı İşleme Tesisine sahiptir. Bu tesis, günlük yaklaşık 40 ton zeytin işleme kapasitesine sahiptir ve modern kontinü sistemle çalışmaktadır. Üretimde hijyen, izlenebilirlik ve kalite esas alınır.

Zeytinyağı üretiminde:

      • Soğuk sıkım yöntemi tercih edilerek meyvenin besin değerleri korunur.
      • Üreticiler, hasat ettikleri zeytinleri Antbirlik tesisine getirerek işleme fırsatı bulur.
      • Üretilen yağlar, Antbirlik bünyesinde ambalajlanarak pazarlanır.

ZEYTİNYAĞI

   Zeytinyağı, zeytinin işlenerek dönüştüğü en saf ve doğal ürünlerden biridir. Ancak bu değerli ürünün kalitesi, sadece üretim aşamasındaki tekniklerle değil, hasat anından başlayarak şişeleme ve paketleme sürecine kadar geçen tüm adımların titizlikle ve bilinçli bir şekilde yönetilmesine bağlıdır.

   Zeytinlerin doğru zamanda, olgunluk seviyesine uygun şekilde toplanması, hijyenik koşullarda işlenmesi, yağın oksidasyona maruz kalmadan soğuk sıkım yöntemiyle elde edilmesi gibi etkenler, zeytinyağının lezzetini, besin değerini ve sağlık faydalarını doğrudan etkiler. Her aşamada gösterilen özen, hem üreticinin emeğinin karşılığını almasını sağlar hem de tüketicilere en yüksek kalitede, doğal ve taze bir ürün sunulmasını mümkün kılar.

1. Hasat Zamanı ve Yöntemi

Zeytinyağı kalitesi, zeytinin toplandığı zamana doğrudan bağlıdır.

      • Erken hasat: Zeytin henüz tam olgunlaşmadan toplanır. Yağ verimi düşüktür ama antioksidan oranı ve meyvemsi tat yüksektir. Premium yağlar bu dönemde elde edilir.
      • Geç hasat: Zeytin daha fazla yağ içerir ama tat profili daha yumuşaktır, raf ömrü kısalabilir.

Elle toplama, zeytine zarar vermemesi açısından en sağlıklı yöntemdir. Ancak büyük alanlarda mekanik sarsıcılar da kullanılır. Dallardan düşen zeytinler bez örtülere toplanarak direkt kasalara alınmalıdır. Toprakla temas eden ya da ezilen zeytinler, yağda istenmeyen tatlara yol açar.

2. Taşıma ve Deopalama

Hasat edilen zeytinler 24 saat içinde sıkıma gönderilmelidir. Bu sürede:

      • Delikli kasalarda taşınmalı,
      • Serin ve gölgeli yerlerde bekletilmelidir.
      • Uzun süre bekletilen zeytinlerde fermantasyon başlar ve yağda asidite artar.

3. Taşıma ve Deopalama

Hasat edilen zeytinler 24 saat içinde sıkıma gönderilmelidir. Bu sürede:

      • Delikli kasalarda taşınmalı,
      • Serin ve gölgeli yerlerde bekletilmelidir.
      • Uzun süre bekletilen zeytinlerde fermantasyon başlar ve yağda asidite artar.

4. Yağ Çıkarma Yöntemleri

Modern zeytinyağı tesislerinde en yaygın sistem “kontinü sistem” adı verilen sürekli akışlı üretim hatlarıdır

 Aşamalar:

  1. Yıkama ve yaprak ayırma: Zeytinler tozdan, yapraktan arındırılır.
  2. Kırma: Zeytin çekirdeğiyle birlikte ezilerek hamur haline getirilir.
  3. Yoğurma (Malaksasyon): Ezilen zeytin hamuru, yaklaşık 25–27 °C’de yoğrularak yağın ayrışması kolaylaştırılır.
  4. Santrifüjleme: Hamur yüksek hızla döndürülerek yağ, posa ve sudan ayrılır.
  5. Filtrasyon ve dinlendirme: Yağ, posa kalıntılarından arındırılır ve kısa süre tanklarda dinlendirilir.

5. Soğuk Sıkım Nedir?

Yoğurma aşamasının 27 °C’nin altında yapılması durumuna “soğuk sıkım” denir. Bu yöntemle:

      • Antioksidanlar korunur,
      • Meyvemsi tat daha belirgin olur,
      • Besin değeri daha yüksek olur.

6. Ambalajlama ve Saklama

Üretilen zeytinyağı, ışıktan ve havadan korunarak saklanmalıdır.

      • Paslanmaz çelik tanklarda ya da
      • Koyu renkli cam şişelerde ambalajlanır.

Işık, oksijen ve sıcaklık zeytinyağını hızla bozar. Bu nedenle kaliteli yağlar ışıksız, serin, kuru ortamlarda saklanmalıdır.

Bir litre natürel sızma zeytinyağı üretmek için yaklaşık 4–5 kg zeytin gerekir. Üstelik bu miktar, zeytinin hasat zamanı, çeşidi ve sıkım tekniğine göre değişebilir. Bu da zeytinyağının neden değerli bir ürün olduğunu açıklar.

7. Zeytinyağı Çeşitleri ve Sınıflandırma

Zeytinyağı, yalnızca tek bir ürün değil; farklı işleme yöntemlerine ve kalite standartlarına göre sınıflandırılmış çeşitli türlerden oluşur. Bu sınıflar, hem sağlık etkisi hem de kullanım amacına göre önemli farklar taşır. İşte en yaygın sınıflandırma türleri:

Natürel Zeytinyağları

Bu grup, hiçbir kimyasal işlem görmeden, yalnızca fiziksel yollarla (ezme, sıkma, santrifüjleme) elde edilen saf yağlardır.

Natürel Sızma Zeytinyağı (Extra Virgin) 

      • En kaliteli zeytinyağı türüdür.
      • Asit oranı en fazla %0.8’dir.
      • Meyvemsi tat, tazelik ve düşük asit seviyesi ile sağlık açısından en çok tercih edilen çeşittir.
      • Soğuk sıkım yöntemiyle üretilen natürel sızmalar, antioksidan yönünden zengindir.
        Kahvaltıda, salatalarda, çiğ tüketimde idealdir.

Natürel Birinci Zeytinyağı 

      • Asit oranı %0.8–2.0 arasındadır.
      • Hafif meyvemsi, bazen biraz daha yoğun tatlı ya da acımsı bir profile sahiptir.
      • Yemek pişirme ve kızartma için uygun bir seçenektir.

Rafine Zeytinyağları

Kalitesi düşük veya yüksek asitli zeytinlerden elde edilen yağlar, kimyasal ve fiziksel rafinasyon işlemleriyle temizlenir.

Rafine Zeytinyağı 

      • Asit oranı düşüktür (genelde %0.3 civarı), ancak antioksidan ve aroma neredeyse yoktur.
      • Tek başına tüketime uygun değildir; genelde diğer yağlarla karıştırılarak kullanılır.

 Riviera Zeytinyağı 

      • Rafine yağ ile natürel yağ karıştırılarak elde edilir.
      • Daha hafif aromalıdır, genelde restoranlarda ve evde yemeklik yağ olarak kullanılır.
      • Asit oranı genellikle %1–1.5 arasındadır.

Bu sınıflandırmalar, yalnızca kalite değil, kullanım amacı ve besin değeri açısından da büyük farklar yaratır. Özellikle çiğ tüketimde natürel sızma; pişirme ve kızartmalarda ise natürel birinci veya riviera tercih edilmelidir.

8. Zeytinyağının Besin Değeri ve Sağlığa Faydaları

Zeytinyağı, sadece yemeklerimize lezzet katan bir yağ değil; aynı zamanda sağlığımız için de oldukça faydalı bir besindir. Özellikle natürel sızma zeytinyağı, doğrudan sıkılmış ve katkı maddesi içermeyen en doğal formudur.

Zeytinyağının İçeriği

      • Tamamen doğal bir yağdır, içinde protein veya karbonhidrat yoktur.
      • En çok bulunan yağ türü, tekli doymamış yağ asitleridir (özellikle oleik asit).
      • Aynı zamanda E vitamini ve antioksidanlar bakımından zengindir.
      • İçerdiği polifenoller, bağışıklığı güçlendirir ve hücreleri korur.

 

Kalp Sağlığına Etkisi

Zeytinyağı düzenli tüketildiğinde:

      • Kötü kolesterolü düşürür, iyi kolesterolü artırır.
      • Kalp krizi ve damar tıkanıklığı riskini azaltabilir.
      • Kan basıncının dengelenmesine yardımcı olur.

Bu yüzden zeytinyağı, kalp dostu beslenme modeli olan Akdeniz diyetinin temel yağ kaynağıdır.

Sindirime Yardımcı

      • Mideyi rahatlatır, kabızlığı hafifletir.
      • Bağırsakların çalışmasına yardımcı olur.
      • Geleneksel olarak sabahları aç karnına bir kaşık içmek, sindirim sistemini desteklemek için kullanılır.

Zeytinyağı yalnızca içten değil, dıştan da faydalıdır:

      • Cildi nemlendirir, yumuşatır ve yaşlanma belirtilerini geciktirebilir.
      • Saç derisini besler, kepeklenmeyi azaltabilir.
      • Yara, çatlak ve güneş yanıklarında doğal bir destek sağlar.

Ne Kadar Tüketilmeli?

Zeytinyağı faydalı olsa da yağ olduğu için kalori bakımından yoğundur. Günde 2-3 yemek kaşığı tüketmek yeterlidir. Her öğüne 1 tatlı kaşığı eklemek bile etkili olabilir.

 

9. Antbirlik’in Zeytinyağı Üretimindeki Rolü

   Antbirlik olarak, Antalya Aksu’da bulunan modern tesisimizde zeytinyağı üretimini sürdürmekteyiz. Tesisimiz, günlük yaklaşık 40 ton zeytin işleme kapasitesine sahip olup, kontinü sistemle çalışmaktadır. Zeytinlerin tesise ulaştığı andan itibaren tüm süreçler kontrollü, temiz ve izlenebilir şekilde yürütülür.

Üreticilerimiz, zeytinlerini tesise getirerek soğuk sıkım yöntemiyle kaliteli zeytinyağı elde edebilir. Sıkım öncesi zeytinlerin kalite analizi yapılır, süreç boyunca hijyen kurallarına dikkat edilir. Üreticinin talebine göre elde edilen zeytinyağı ambalajlanabilir veya dökme olarak teslim edilebilir.

   Amacımız, bölge üreticisinin emeğini en iyi şekilde değerlendirmek ve zeytinyağının değerini artırarak tüketiciye doğrudan, güvenilir bir ürün sunmaktır. Böylece hem yerel kalkınmaya katkı sağlanmakta, hem de kooperatif çatısı altında üretici ile tüketici arasında sağlam bir bağ kurulmaktadır.

Zeytinyağı Çeşitlerimize de Göz Atabilirsiniz :

Doğal, Taze, Katkısız!

Özenle seçilen zeytinler hijyenik koşullarda işlenerek, tazeliğini ve doğal aromasını koruyan saf yağ haline getirilir. Sağlıklı ve temiz içeriğiyle, günlük beslenmenize doğal bir lezzet katar.