Templates by BIGtheme NET

Pamuk

Endüstri bitkileri içinde lif ve yağ bitkilerinin her ikisine de giren pamuk, bir çok sanayinin temel hammaddesini karşılayan önemli bir bitkidir. Lifi ile tekstil sanayinin, çekirdeğinden elde edilen pamuk yağı ile bitkisel yağ sanayinin, kapçık ve küspesi ile yem sanayinin, ayrıca lifleri ile de selüloz sanayinin hammaddesini teşkil etmektedir.

Pamuk Günümüzde 69 ülkede tarımı yapılan pamuk, gerek lifi gerekse çiğidinden elde edilen yağı ve diğer yan ürünleriyle ekonomik değeri çok yüksek olan bir bitkidir. Lifi doğal oluşu, teri absorbe edişi, ısıtılıp kaynatıldığında diğer liflere göre sağlam kalışı, statik elektriği daha az iletmesi, hava geçirgenliği ve hijyenik özellik taşıma avantajları ile beşeri ihtiyaçların karşılanmasında diğer bitkisel ve sentetik elyaflara tercih edilmektedir.

Pamuk tohumlarında ortalama %20 oranında bulunan Çiğit yağı ile bitkisel yağ, linteri ile de selüloz sanayinin hammaddesini teşkil etmekte, kalan aminoasitlerce zengin küspesi ise hayvan beslenmesine katkıda bulunmaktadır. Pamuk bitkisi dünyada soya fasulyesinden sonra ikinci önemli bitkisel yağ kaynağıdır. Dünya pamuk yağı üretimi 3,8-4,3 milyon ton arasında değişirken ülkemizde 130-150 bin ton arasında olup bitkisel yağ ihtiyacımızın %25 ‘ini karşılamaktadır.

PAMUĞUN TARİHTEKİ YERİ

İnsanlar tarafından tarımının yapılma tarihi çok eski dönemlere rastlayan pamuk, lifi işlenen ilk bitkidir. Pamuğun eski dünyadaki beşiği Hindistan da pamuk tarımının en az 5000 yıl önce yapıldığı, kumaş dokumasında kullanılmasının da M.Ö. 3000 yılına rastladığı arkeolojik kazılarda belirlenmiştir. Manejo-Daro da yapılan kazılarda gümüş vazolar içinde pamuktan dokunmuş harika kumaşlara rastlanmıştır. Pamuk hakkındaki ilk literatür de M.Ö 15. asıra aittir M.Ö. 8. asırda yazılan Manu Kanunlarında pamuktan söz edilmiş olup, en güvenilir kaynaktır. Burada pamuğa Karpasi” denilmiştir. Arapça’ da kutum İngilizce’ de cotton, Fransızca’ da coton, bizde ise pamuğa kozada denilmektedir. Manu kanunlarına göre pamuk rahipler tarafından tapınak bahçelerinde yetiştirilip , dini bir simge olarak pamuktan yapılma kumaş alınlarına yapıştırılmıştır. Hintliler pamuklu kumaş dokuma sanatını 2000 yıl kadar tekellerinde tutmuş Asurlular ancak günümüzden 3000-3500 yıl önce bu sanatı öğrenebilmişlerdir. Pamuğun Akdeniz sahillerinde yetiştirilmesi ancak günümüzden 2200 yıl önce Pelepones yarımadasının batısında ki küçük bir adada (Elis Adası) ,başlamış büyük bir pamuk plantasyonu oluşturulmuş Akdeniz’ in liman şehirlerinde dokunan pamuklu kumaşlar değer olarak altınla aynı kabul edilmiştir.

Yeni Dünyada Peru’ da yapılan arkeolojik kazılarda M.Ö. 2500 yılına ait dokunmuş pamuk parçaları bulunmuştur. Böylece farklı kromozom ve genetik yapılı eski ve Yeni Dünya pamuklarının farklı kıtalardan çıkması, pamuğun dünyanın değişik bölgelerinden türediğini ortaya koymaktadır.

Anadolu’ nun Dünya pamuk üretimine katılması günümüzden 1900 yıl öncesine kadar uzanır. Pamuk Anadolu’ ya 1.yy. da Hindistan’ dan getirilmiş olup Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerin de tarımı yapılmıştır. Bu dönemlerde ekilen pamuk çeşitleri kapalı kozalı Eski Dünya pamuklarıdır. 19.yy. dan itibaren ise dönemin uluslararası taleplere uygun Yeni Dünya orijinli, açık kozalı Upland varyeteleri getirilip ekilmeye başlanmış ve Osmanlı Devleti 27.01.1862 tarihli genelgesiyle pamuk tarımını geliştirmek için geniş önlemler almıştır.

Pamuk tarımında asıl gelişme Türkiye Cumhuriyeti döneminde olmuştur. Pamuk ıslah istasyonları kurulmuş ve ABD’ den getirtilen çeşitlerle pamuk araştırmaları başlatılmıştır. Günümüze kadar geliştirilerek sürdürülen bu araştırmalar sonucunda, ülke ve uluslararası pazar istekleri ile bölge ekolojilerine uygun bir çok pamuk çeşidi elde edilmiştir.

EKONOMİK ÖNEMİ

Bitkisel bir tekstil hammaddesi olan pamuk değişik kullanım alanlarıyla ülkemiz ve dünya tarım, sanayi ve ticaretinde önemli bir konuma sahiptir. Dünya nüfusunun hızla artması, öte yandan sanayileşen ve kalkınan toplumlarda hayat seviyesinin yükselmesi pamuk tüketim ve gereksinimi arttırmıştır. Pamuk lifi kullanımı son verilere göre, tüm kullanılan lifler içerisinde %49luk bir paya sahip olup, tüketilen tekstil bitkileri içerisin de son 10 yıl içerisinde en yüksek olan liftir. Geçtiğimiz 30 yıl içerisinde toplam dünya pamuk tüketimi %50nin üzerinde artarak, yaklaşık 19 milyon tona ulaşmıştır. Kimyasal lifler hala tüketilen lifler içerisinde daha yüksek bir paya sahip olmalarına rağmen, insanların doğal maddelere olan tutkularının artması ve kimyasal liflere doğal liflerdeki bir çok özelliğin kazandırılamaması sebebiyle pamuk, cazibesini artan bir şekilde muhafaza etmektedir.

PAMUĞUN COĞRAFİ SİSTEMATİĞİ

Dünyadaki pamuk türleri şimdiye kadar bir çok araştırmacı tarafından türlü şekillerde sınıflandırılmış, 6′ dan 54′ e kadar değişen türlere ayrılmıştır. Bu türler dünyanın ayrı bölgelerinde görülür. Bu bölgeler yarı kurak, tropikal ve subtropikal iklim kuşaklarındadır. Fryxell (1979) ‘in yaptığı coğrafi taksonomiye göre yabani diploid karakterli türler üç coğrafi kuşakta yer alır. Bunlar: Avustralya, Amerika, Afrika-Arabistan grupları olup toplam 29 türü içerirler. Bu türler içerisinde eski dünya pamuğu ya da kapalı kozalı pamuklar adı verilen Herbacea grubu Gossypium arboreum’ un gen merkezi Güneydoğu Asya ve Hindistan, Gossypium herbaceum’ un ise Doğu Afrika ve Akdeniz sahilleridir. Yeni Dünya pamukları içerisinde yabani ve kültür tetraploid pamuk türleri yer alıp bunlar Hirsuta grubuna dahildir. Bu pamuk türleri; Gossypium tomentosum, Gossypium mustelinum, Gossypium darwınıı, Gossypium lanceolatum, Gossypium barbedense, Gossypium hırsutum’ dur.

Upland denilen Gossypium hırsutum türleri dünyada pamuk ekilen yörelerde en yaygın olanıdır. Orta uzunlukta elyaf veren bu türe ait pamukların lifleri parlak ve dayanıklıdır. ABD, Türkiye, Pakistan ve Türki Cumhuriyetleri gibi önemli pamuk üreticisi ülkelerin pamukları bu orijine aittir.

SEKTÖRÜN GENEL GÖRÜNÜMÜ

Pamuk, ülke ekonomisine sağladığı istihdam ve yarattığı katma değer nedeniyle önemli ve stratejik bir üründür. İşlenmesi açısından çırçır sanayiinin, lifi ile tekstil sanayiinin, çekirdeği ile yağ ve yem sanayiinin, linteri ile de kağıt sanayiinin hammaddesi durumundadır. Son yıllarda petrolde dışa bağımlılığı ve petrol türevi yakıtların neden olduğu çevresel kaygıları azaltmak amacıyla, çekirdeğinden elde edilen yağ giderek artan miktarda biyodizel üretiminde hammadde olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu sayede pamuk, enerji tarımının da bir parçası durumundadır. Ham haliyle yıllık 2 Milyar TL’ye yaklaşan üretim değeri, tekstil ve konfeksiyon aşamalarında yarattığı yaklaşık 12 kat katma değeri ile ülke ekonomisi için stratejik ürün olma özelliğini sürdürmektedir.

Türkiye’de pamuk ziraatı genelde Ege, Antalya, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapılmaktadır. Yüksek nem ve gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkının azlığı gibi uygun iklim ve ekolojik koşullardan dolayı pamuk tarımı, Ege Bölgesi’nde Gediz, Büyük ve Küçük Menderes, Antalya bölgesinde Aksu, Çukurova bölgesinde Seyhan ve Ceyhan, Güneydoğu Anadolu bölgesinde Fırat ve Dicle nehir yatakları arasında yoğunlaşmaktadır. Lif pamuk üretimimizin yaklaşık %50’si Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, %28’i Ege Bölgesinde, %21’i Çukurova ve %1’i Antalya yörelerinde gerçekleştirilmektedir.

Pamuk, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde 25 ilde yetiştirilmekte, sanayide işlenmesi aşamalarında istihdam yaratmakta, ülkemiz ekonomisine sağladığı katma değerle doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 6 milyon kişinin geçimini sağlamaktadır.

Pamuklu dokuma endüstrisini de içine alan Türk Tekstil ve Konfeksiyon sektörü yarattığı katma değer ve gösterdiği performansla Türk ekonomisinin en önemli rekabet avantajlarından birisidir. Önemli ölçüde hammaddesini pamuğun oluşturduğu tekstil ürünleri ihracatımız, toplam ihracat gelirimizde önemli bir paya sahiptir. 2008 yılında 11.3 Milyar $ değerinde, 2009 yılında ise 9.6 Milyar $ değerinde tekstil ürünleri ihracatı gerçekleştirilmiştir. Pamuklu tekstil ürünleri bu anlamda ülkemiz için önemli bir döviz kaynağı durumundadır. 80’li yıllardan itibaren pamuk üretimi, tekstil sanayimizin artan gereksinimine paralel olarak sürekli artma eğilimi göstermiştir. Türk tekstil sektörünün son 25-30 yıl içinde özellikle ihracatta yükselişinin temelinde Türkiye’nin bir pamuk ülkesi olması gerçeğiyatmaktadır.